A d @ b- Biyoloji Sitesi
  Canlıların Sınıflandırılması
 
Wikipedi'nin Canlı Türleriyle  ilgili çalışması
CANLILAR DÜNYASI

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI
SUNUMU  Örnek Yazlı Soruları  Online Testler 1 - 2 - 3 - 4
Ders Anlatım Videosu 

Canlıları daha kolay incelemek için onları benzer özeliklerine göre gruplandırmaya sınıflandırma (sistematik -taksonomi) denir. İki şekilde yapılır:
Yapay (Ampirik) Sınıflandırma: Canlıların sadece benzer örzelliklerine dayanarak yapılan sınıflandırmadır. Bilimsel değildir.
Aristo tarafından yapılmıştır.
CanlılarÞBitkiler       Þa) Otlar b) Çalılar   c) Ağaçlar
  ÞHayvanlarÞa) Havada Yaşayanlar b) Karada Yaşayanlar       c) Suda Yaşayanlar
Doğal (Filogenetik) Sınıflandırma: Canlıların köken bağlantılarına (homolog organlarına) akrabalık derecesine, embriyonik  gelişimlerine, protein benzerliklerine, fizyolojilerine dayanılarak yapılan sınıflandırmadır.
Homolog Organ: Orijinleri aynı, görevleri farklı organlardır. Doğal sınıflandırmada homolog organlar dikkate alınır.
 Örn: Balinanın yüzgeci, yarasanın kanadı veya fokun yüzme ayağı ve insan kolu.
Analog Organ: Orijinleri farklı, görevleri aynı olan organlardır. Sınıflandırmada kullanılmaz. Suni sınıflandırmada analog organlar dikkate alınır.
 Örn:Sinek  ve yarasa kanadı.
Organları homolog olan canlılar akrabadırlar. Akraba canlıların proteinlerindeki amino asit dizilişleri, embriyonik gelişim evreleri, boşaltım artıkları da benzerdir.
Nicel gözlemlere dayanır.
Canlıların sınıflandırılmasında temel alınan bazı özellikler :
Hücre tipi ve sayısı (Ökaryot – Prokaryot) (Hücresel organizasyon)
Embriyo tabakalarının sayısı (Endoderm – Mezoderm – Ektoderm)
Embriyonik örtülerin bulunuşu (Vitellus – Koryon – Amniyon – Allontois)
Vücut boşluğu tipleri (Gastrovasküler – Sölom)
Simetri şekilleri (Bileteral – Işınsal)
Vücutta segmentlerin bulunuşu (Benzer parça)
İskeletin bulunuşu (varsa kıkırdak veya kemik)
Azotlu boşaltım maddelerinin benzerliği (NH3 – Üre – Ürik Asit)
DNA’ daki baz dizilişi
Sistemlerin varlığı (Sindirim, solunum, dolaşım vs.)
Sınıflandırma Birimleri: 
Çift isimlendirme metodu LİNNE tarafından yapılmıştır.
Örn:Felis   leo =Aslan
TÜR
Bugünkü anlamda tür; ortak bir atadan gelen, yapı ve görev bakımından benzer organlara sahip, yalnızca kendi aralarında üreyebilen ve kısır olmayan döller meydana getiren canlıların oluşturduğu topluluktur.
At ile eşek birbiriyle çiftleşebilmesine rağmen yavruları olan katırın kısır olmasından dolayı farklı tür olarak alınır.
Ayrıca katır tür olmadığından dolayı sistematikte yeri yoktur.
Kurt ile köpeğin çiftleşmesinden oluşan kurt köpeği üreyebildiği halde kurt ve köpek farklı türdendir.
Bilimsel anlamda ilk sınıflandırmayı Carl Linne yapmıştır.
Aynı türden olan canlıların; kromozom sayıları, yaşama ortamları, boşaltım ürünleri, embriyonik gelişimleri aynıdır. Protein yapıları genleri ise bir başka canlıya göre birbirine daha çok benzer.
Aynı türün bütün bireylerinin kromozom sayısı aynıdır. Ama kromozom sayısı ayı olan iki canlı aynı türden olmayabilir.
Örnek: İnsan=46 kromozom; Moli balığı=46 kromozom
Bir canlının embriyonik gelişimi sırasında önce şube özellikleri, en son ise tür özellikleri ortaya çıkar.
Türler iki kelimeyle, diğer birimler tek kelimeyle adlandırılırlar.
Tür isminde ilk kelime cins ismi olup, ilk harfi büyük yazılır. İkinci isim ise o türün tamamlayıcısıdır.
      Felis         domesticus    Þ Ev kedisi  
    Cins adı    Tanımlayıcı ad
Doğal ortamlarında çiftleştiklerinde verimli döller verebilen canlılara tür denir.
Türü oluşturan bireylerin kalıtsal ve anatomik yapıları çok benzerdir.
İnsan türü, hamsi türü, limon türü gibi, Yeryüzünde yaklaşık olarak 2 milyon civarında canlı türü bulunmaktadır.
Bu canlı türlerini benzerlik ve farklılıklarına göre gruplara ayırmaya ise sınıflandırma
Sınıflandırma türlerin daha kolay, hızlı ve ayrıntılı incelenmesine olanak sağlar.
Yeryüzünde yaşayan canlılar, altı büyük sınıflandırma grubuna ayrılarak incelenmiştir.
(Bakteriler – Arkeler - Protistler - Mantarlar - Bitkiler - Hayvanlar)
I. BAKTERİLER
Virüslerden daha büyük bir hücreli mikroskobik organizmalardır.
En basit hücre yapısına sahiptirler. Hücre zarı, sitoplazma, hücre çeperi ve ribozomdan oluşurlar.
Çok küçük oldukları için hava ve su yardımıyla dünyanın hemen her tarafına taşınabilirler.
Çoğalma hızları yüksek olup dünyada fazla ve yaygın olarak bulunurlar.
Bakterilerde şu yapılar bulunabilir.
Hücre zarı: Bakterinin korunmasını ve madde alış verişinin kontrolünü sağlar.
DNA: Bakterilerin kalıtsal maddesi olup hücre zarı ve sitoplâzmadaki olayları denetler.
Sitoplazma: Taşıdığı enzimlerle canlının yaşam olaylarını gerçekleştirir.
Enzimler: Sitoplazmada bulunurlar. Beslenme, solunum, sentez ve sindirim olaylarını sağlarlar.
Ribozom: Her hücrenin kendisine ait özel proteinlerinin sentezlenmesini sağlar.
Kamçı: Bazılarında bulunur. Sulu ortamlarda bakterinin aktif hareketini sağlar.
Klorofiller: Bazılarında bulunur. Bakterilerin ışıklı ortamda fotosentez yapmasını sağlar.
Hücre çeperi: Bakterinin zar ve sitoplazmasına desteklik sağlar. Şeker - protein karışımı bir maddeden oluşur.
Bakteriler bölünerek çok hızlı bir şekilde çoğalırlar. Uygun olmayan şartlarda çevrelerine bir kapsül oluşturarak spor haline geçerler.
Bakterilerin Sınıflandırılması:
A-Şekillerine göre
dört çeşit bakteri grubu bulunur;
1-Yuvarlak bakteriler: Üzüm tanesi şeklindedir ve kamçı taşımazlar. Örnek: Zatürrre
Çubuksu bakteriler: İnce uzun şekilli bakterilerdir. Örnek: Verem
Spiral bakteriler: Kıvrık, burgu şekilli bakterilerdir. Örnek: Kolera
Virgülsü bakteriler: Kamçıları tek ve uzun bakterilerdir. Örnek: Frengi
B-Beslenme şekillerine göre 2 çeşit bakteri grubuQŞbulunur.
1) Üretici bakteriler:
a)Fotosentetik bakteriler: Taşıdığı klorofilleri yardımıyla fotosentez yapar ve ihtiyaç duyduğu besinlerin üretilmesini sağlarlar.
b) Kemosentetik bakteriler: inorganik maddelerin oksitlenmesi sonucu ortaya çıkan enerjiyi kullanarak besin sentezi yaparlar.
2) Tüketici bakteriler: İhtiyaç duyduğu besinleri dışarıdan hazır olarak alan bakterilerdir. Bunların da yaşama şekillerine göre farklı tipleri bulunur.
a) Çürükçül bakteriler: Canlı artık ve kalıntılarını ayrıştırarak besin ihtiyacını karşılarlar.
b) Parazit bakteriler: Başka canlıların vücudunda barınarak hazır besin alır ve hastalık oluştururlar.
c) Ortak yaşam bakterileri: Birlikte yaşadığı canlıyla karşılıklı madde alış verişi yaparak beslenirler.
C- Solunum şekillerine göre bakteriler:
1) Anaerob Bakteriler:
Bakteriler organik besinleri parçalayarak enerjilerini elde ederken genellikle oksijen kullanmazlar.
Bunlar havasız yerlerde de yaşayarak çoğalırlar.( Konservelerde olduğu gibi)
Bunlardan bazıları oksijenin olduğu yerde hiç gelişemezler. Örnek: Clastrodium tetani (Tetanos bakterisi)
2) Aerob Bakteriler:
Bazı bakteri grupları (Escherichia coli, Zatürree ve Yoğurt Bakterisi gibi) ancak oksijenli ortamda yaşayabilir.
Bunlarda mitokondri olmadığı için solunum hücre zarının iç kısmındaki kıvrımlarda (mezozom) gerçekleştirilir. Örnek: Azot Bakterileri.
3) Geçici Aerob veya Geçici Anaerob Olanlar:
Asıl solunumları oksijensiz olduğu halde kısa süre için aerob olanlara "Geçici Aerob" denir.
Normal solunum şekli aerob olanlar ise havasız kalınca fermantasyona başvururlar. Bunlara "Geçici Anaerob" denir.
D- Gram Boyasına göre:
Danimarkalı Bakteriyolog Gram tarafından geliştirilen boyalarla (kristal viyole) boyanan bakterilere Gram (+) (kalın çeperli), boyanmayanlara ise Gram (-) (ince çeperli ve genelde patojen) bakteriler denir.
Bakterilerde Üreme
1-      Eşeysiz (Bölünerek) Çoğalma
Bütün bakteri türlerinin esas üreme şekli bölünmedir.Su, besin maddesi ve sıcaklığın uygun olduğu ortamlarda çok hızlı bölünürler. Bu bölünmeler her 20 dakikada bir gerçekleşir. Böylece geometrik olarak artmaya başlarlar. Ancak bu artış sürekli değildir. Çünkü zamanla ortam sıcaklığı artar, asitler ve CO2 birikir, besin maddeleri tükenir. Bunlar bakteriler için öldürücü doza ulaşınca geometrik artış bozulur.
2-Eşeyli Üreme (Konjugasyon-DNA transferi)
Plazmit taşıyan bir bakteri ile taşımayan bir bakteri karşı karşıya gelerek sitoplazmik bir köprü kurarlar ve plazmitin bir zinciri karşı tarafa geçer ve her iki zincir kendini eşleyerek her iki bakteri aynı direnci kazanmış olur. Bu sayede kalıtsal çeşitliliklerini artarak değişen ortamlara uyum yapma imkanı bulurlar. Bu çeşitliliğe ise Kalıtsal Varyasyon denir.
Bakterilerin Faydaları
Çürütücü bakteriler canlı kalıntılarını parçalayarak doğal temizliğin gerçekleşmesini ve toprağın mineral oranının artmasını sağlarlar.
Maya bakterileri fermantasyon sonucu ürettiği asit ve alkolle besinlerin mayalanmasını sağlar. Turşu, içki, yoğurt oluşumu gibi.
Ortak yaşam bakterileri, Selülozun sindirilmesi, vitamin üretilmesi ve azotun tutulması gibi olaylarda birlikte yaşadığı canlıya yardımcı olur.
Bakterilerin Zararları
Patojen ve bazı zararlı bakteriler insanlarda tifo, kolera, zatürre, verem gibi hastalıların oluşmasına neden olurken, bazıları da besinlerin gıda yapısında bozulmalara neden olurlar. Tıpta bakterilere karşı antibiyotikler kullanılır. ilk antibiyotik (penisilin) 1928 yılında Alexandre Fleming tarafından bulundu. antibiyotikler doktorların tavsiye ettiği dozda ve sürede kullanılmalıdır. aksi takdirde bakteriler direnç kazanır ve bu kazandıkları direnci konjugasyonla diğer bakterilere aktararak diğerlerininde direnç kazanmasını sağlar.
II. ARKELER
Zorlayıcı ortam şartlarına uyum sağlamış tek hücreli prokaryotik canlılardır.
1.Metanojenik Arkeler: CO2’i hidrojenle birleştirerek CH4 üreterek beslenirler. Zorunlu anaerobiktirler. Bataklıklar, göl dipleri, çiftlik gübrelerinde, çöplerde, geviş getiren hayvanların midesinde, insan ve termitlerin kalın barsaklarında bulunur.
2. Halofiller (Aşırı tuzcullar): tuz gölü ve Kızıldeniz gibi tuzlu ortamlarda yaşar. Bazı türleri gelişebilmek için deniz suyunun on katı kadar tuz yoğunluğuna ihtiyaç duyarlar.
3. Aşırı Termofiller: sıcak ortamlarda yaşarlar genellikle 65-85 C arasında yaşamakla birlikte bazıları 105 C nin üstündeki sıcaklıklarda yanardağ bacalarının çevresinde ve derin deniz termikçukurları çevresinde yaşarlar.
4. Pisikrofilik (Soğuk seven): üyelerinin %80’i 5 C’nin altında yaşar. Bazı türleri neredeyse donma noktasına yakın yaşam şartlarına direnç gösterirler. Bu şartlarda yaşayabilmek için enzim ativitelerini, hücre zarı akışkanlığını, protein yapılarını, besin maddelerinin ve atık maddelerin hücreye giriş çıkışını değiştirebilir.
Arkeler atık metallerin zehirli özelliklerinin azaltılmasında, kalitesi düşük metal cevherlerinin saflaştırılmasında, atık suların temizlenmesinde, biyogaz üretiminde kullanılır.

III. PROTİSTLER ALEMİ
Gelişmiş hücre yapısına sahip olan bir hücreli canlılardır.
Vücutları; hücre zarı, sitoplâzma, organeller, çekirdek ve bazılarında hareket yapılarından oluşur.
Sulu ortamlarda ve canlıların vücudunda yaşayabilirler.
Çoğunluğu tüketici olup dışarıdan hazır besin alır.
Tatlı sularda yaşayanlarda bulunan kontraktil kofullar fazla suyun boşaltımını sağlar.
1. Kamçılılar: Aktif hareketini kamçıları yardımıyla sağlarlar. Öglena türlerinde kloroplast bulunur ve fotosentezle besin üretebilirler.
2. Kök ayaklılar: Hücre şekillerini değiştirerek yalancı ayak oluştururlar. Böylece besin alma ve aktif hareketlerini gerçekleştirirler. Amip gibi.
3. Silliler: Hücreleri çevresi kısa sillerle kaplıdır.
Sillerin faaliyeti hareket ve beslenmede etkili olur. Yapısında iki tane çekirdek bulunur. Paramesyum gibi.
4. Sporlular: Çoğalmasını sporlar yardımıyla sağlar. Tamamı iç parazit olup hareket yapıları yoktur. Plazmodyum türü insanda sıtma hastalığını oluşturur.
5. Su yosunları (Alg'ler) : Gerçek kök, gövde ve yaprakları olmayan basit yapılı bitkilerdir. Çoğu haploid(n) kromozom taşır. Yeşil, kahverengi, esmer, kırmızı alg'ler olmak üzere gruplandırılır. Üremeleri vejetatif, sporla ve izogamiyle olur. Chlamidomonas gibi bazı türleri tek hücrelidirler. Bazı türleri hem tek hücreli hemde gözle görülecek büyüklükte (makroskopik) dir. (Acetebularia gibi). 6. Cıvık Mantar
Protist düzeyinde yapıya sahip çeşitli canlılar, sporangiyum ürettikleri için, esasen mantar olarak değerlendirilmişlerdir. Bu grupta Chytridiomycota, cıvık mantarlar, su mantarları ve Labyrinthulomycetes gruplarının üyeleri bulunur. Günümüzde, Chytridiomycota canlılarının mantarlarla akraba olduğu anlaşılmıştır ve onlarla birlikte sınıflandırılır. Diğerleri ise selülozdansa kitin içeren hücre duvarları bulunan Heterokontophyta ve hücre duvarları bulunmayan Amoebozoa içinde değerlendirilir.
IV. MANTARLAR ALEMİ
1-Sentrozom ve kamçı oluşumu yoktur
2-Eukaryot, Bira mayaları haricinde çok hücreli canlılardır.
Tamamı tüketici olarak beslenir.
3-Miselyum denen hücre sıralarından Oluşurlar
4-Hücre çeperleri bulunur. Çeper kitinden oluşmuştur
5-Mavi-Yeşil alglerle Likenleri oluştururlar
6-Hücre dışı sindirim  yaparlar.               
7-Hücrelerde besin olarak yağ ve glikojen bulunur
8-Saprofit, parazit, patojen ve  mutualist beslenirler
9-Sporla çoğalırlar (Metagenez görülür.)
10-Canlı vücudunda ve organik artıklarda bulunurlar.
11-Gerçek  dokusal oluşumları yoktur.
MANTAR ÇEŞİTLERİ
A. Maya mantarları :
Tek hücreli olup tomurcuklanarak çoğalabilir.
Etil alkol fermantasyonu yaparlar.
Hamurun mayalanmasında etkilidirler.
B. Şapkalı mantarlar :
Sporlarının çimlenmesiyle çayır mantarlarını oluşturur. Topraktaki canlı kalıntılarını ayrıştırarak beslenir. Bir kısmı besin olarak kullanılır.
C. Küf Mantarları:
Sporlarının çimlenmesiyle oluşan pamuksu yapıdaki hifleriyle canlı kalıntılarını çürüterek beslenirler.
Parazit çeşitleri hastalık yapar. Örnek pamukçuk atlet ayağı
LİKENLER
Mavi-yeşil alglerle mantarların ortak (mutual) yaşaması sonucunda oluşur.Likenin yapısında bulunan algler mantara besin ve oksijen sağlarken mantarda alge su ve karbondioksit sağlayarak algin besin sentezine neden olur. Ağaç gövdelerinde ve kaya üstlerinde yetişir. Parazit çeşitleri de vardır.
Hiçbir canlının bulunmadığı bir ortamda yaşayabilir. Dolayısıyla süksesyonda birinci evresinde görülür.
KÜLTÜR MANTARCILIĞI
mantar loş, ısı ve nem durumu ayarlanabilen, havalandırılması kolay olabilecek yerlerde yetiştirilmelidir. Mağaralar yılın belli mevsimlerinde boş kalan soğuk hava depoları, seralar, evin kullanılmayan bodrum veya kilerlerinde mantar yetiştiriciliği yapılabilir.
V. BİTKİLER ALEMİ
Hepsi ototrof canlılar olup, kloroplast taşırlar. Bu sayede fotosentez yaparlar. Çiçeksiz ve çiçekli lıbitkiler olarak iki filum'a (şubeye) ayrılırlar. Hücreleri genellikle çeper taşır.
A) ÇİÇEKSİZ BİTKİLER:
Çiçek
ve tohum oluşturmazlar. Üremelerini sporla ya da eşeysiz ve eşeyli üremenin birbirini takip ettiği döl almaşı ile gerçekleştirirler.
1. DAMARSIZ ÇİÇEKSİZ BİTKİLER
a) Kara yosunları: İletim demetleri yoktur. Nemli yerlerde yaşarlar. Döl almaşıyla eşeyli ürerler. Gerçek yapraklar olmayıp, yaprağımsı yapıları vardır. 
b) Ciğer otları: Karayosunlarına benzer yerlerde yaşar, yassılaşmış yaprakları vardır.
2. DAMARLI ÇİÇEKSİZ BİTKİLER
a) Eğrelti otları: Gerçek kök ve yaprakları yoktur. İletim demetleri vardır. Yaprağımsılar yeraltı gövdesine yapışmıştır. Üremeleri kara yosunları gibidir.
 
b) Kibrit otları
c) Atkuyrukları
B) ÇİÇEKLİ (TOHUMLU) BİTKİLER
Eşeyli üremelerini çiçeklerde oluşan tohumlarla yaparlar. Gerçek kök, gövde ve yaprakları vardır. İletim demetleri gelişmiştir. Birçok türü vejetatif yolla eşeysiz olarak da ürerler (Gül, Çiçek, Patates gibi...). Bazı türleri klorofil taşımaz ve diğer bitkilerin üzerinde parazit olarak yaşar. Böcekçil bitkiler klorofil taşıdıkları ve kendi besinlerini ürettikleri halde dış ortamdan azot aldıkları için hem ototrof hem de hetetrof olarak nitelenir. Tohumlu bitkiler 2 alt bölüme ayrılır:
1- AÇIK TOHUMLULAR (Kozalaklı bitkiler) :  Her zaman yeşil kalan, çoğu iğne yapraklı, kozalaklı, reçineli ağaç ve çalılardan meydana gelen, çok yıllık bitkilerdir. Otsu formu yoktur. Tohum taslakları ovaryum tarafından örtülmemiştir. Erkek ve dişi organ genellikle farklı çiçeklerde bulunur. Çoğunda besi doku (endosperm) döllenme olmadan gelişir. Bunun için endosperm haploid (n) kromozomludur. Çenek sayısı değişkendir (Çam polikotildir). Çam, ardıç, ladin, göknar ve porsuk ağacı bu gruptandır.
 
2- KAPALI TOHUMLULAR: Tohumları meyve içerisinde bulunduğundan ovaryum tarafından örtülmüştür. Odunsu ve otsu çeşitleri vardır. Çok yıllık olanların bazıları kışın yaprağını döker, bazıları dökmez. Çenek sayısına göre tek çenekli ve çift çenekli diye iki sınıfa ayrılırlar. Tohum oluşurken çift döllenme görülür. Bunun için besin dokusu olan endosperm 3n kromozomludur. 

A) Tek çenekliler (Monokotiledonlar) : Tohumlarında bir çenek bulunur. Çoğu tek yıllık otsu bitkilerdir. Tahılgiller ve zambakgiller, soğangiller, palmiyegiller iki önemli takımlardır. Buğday, Mısır, Lale, Muz, Soğan, Hurma ve birçok ot türü bu sınıf içinde yer alır. Hiçbirinin gövdesinde kambiyum bulunmaz. Bunu için boyları uzun, gövdeleri incedir. Yaprakları genellikle ince uzun, paralel damarlı, kökleri saçak kökdür. İletim demetleri (damarlı) gövdede düzensiz dağılmıştır. 
B) Çift çenekliler (Dikotiledonlar) : Tohumlarında iki çenek vardır. Gövdelerinde kambiyum halkaları bulunur
(Çok yıllık olan türlerinde). Bu sayede iletim demetleri gövdeye düzenli olarak dizilmiştir. Bu sınıfa örnek olarak; Baklagiller, Gülgiller, Kabakgiller, Asmagiller gibi birçok takım örnek verilebilir. Kökler derine gider, yaprak yüzeyleri geniştir. 
 


Ökaryotik, hetetrof, çok hücreli çoğu (sünger ve mercanlar hariç) aktif hareket edebilin ve sinir sistemine sahip canlılardır.
Omurgasızların özellikleri
Omurgalıların özellikleri
1-Sinir şeridi karındadır
1-Sinir şeridi sırtdadır.
2-Açık kan dolaşımı var(Halkalı Solucanlar hariç)
2-Kapalı kan dolaşımı var.
3-Embriyoda Notokord yok
3-Embriyoda Notokord var.(Notokord daha sonra omurgayı oluşturur)
4-Genellikle dış iskelet var.
4-İç iskelet var.
5-Bilateral ve radyal simetri var
5-Bilateral simetri var.
6-Embriyoda solungaç yarığı yok
6-Embriyoda solungaç yarığı var.   
Sinir şeritlerini koruyan özel yapıları gelişmemiştir. Sinir şeridi karın kısmında bulunur. Çoğunda dış iskelet bulunur.
En ilkel hayvan grubudur. Sularda bir yere tutunarak yaşarlar. Vücutlarında doku ve organ farklılaşması yoktur. Sudaki besin parçacıklarıyla beslenirler. Yumurta ve tomurcuklanma ile çoğalırlar.
Vücutlarında tam bir doku ve organ farklılaşması görülmez. Basit bir sindirim kanalı ve ağsı sinir yapılarını taşırlar. Sölenterlerin üç çeşidi bulunur.
Bunlar denizanası, mercan ve hidradır. Yumurta üretimi ve tomurcuklanma ile çoğalabilirler.
Doku ve organ farklılaşması görülen ilk hayvan grubudur. Kasları yardımıyla aktif hareket edebilirler. Yumurta ile çoğalırlar. Derileri ince ve nemli olup deri solunumu yaparlar. Üç farklı çeşidi bulunur.
a) Yassı solucanlar: Vücutları ince uzun ve bölmelidir. Tenya (şerit) ve planarya bu gruba girer.
Tenya iç parazit olup baş, boyun ve yassı halkalardan oluşur. Ağız ve sindirim kanalı yoktur.
İnsan ve bazı hayvanların vücudunda barınır.
Büyüme ve çoğalması için 2 farklı canlının vücudunu kullanır.
Büyümek için ara konak canlının, çoğalmak için son konak canlının vücudunu kullanır. Dört çeşit tenya insan yaşamını etkiler. Tenya yavrularına keseli kurt denir ve ara konağın kaslarında bulunur. Son konağın, ara konak olan canlıyı yemesiyle son konağın vücuduna bulaşır.
b)Yuvarlak solucanlar:
Vücutları yuvarlak, uzun ve bölmesizdir. Tamamı iç parazittir. İnsan ve hayvanların iç organ ve bağırsaklarında barınırlar. Genelde iyi temizlenmemiş ve pişirilmemiş yiyeceklerle insan vücuduna bulaşabilir. Bağırsak solucanı, trişin, kıl kurdu gibi.
c)Halkalı solucanlar: Vücutları uzun ve bölmelidir. Bağımsız olarak yaşarlar. Toprak solucanı ve sülük bu gruba girer. Toprak solucanları toprakla birlikte aldığı organik besinleri yiyerek beslenir. Faaliyetleri sırasında toprağın havalanmasını, nemlenmesini, gübrelenmesini sağlar. Vücudun kopmasıyla rejenerasyon yapıp çoğalabilir
Su ve nemli topaklarda yaşarlar. Vücutları nemlidir. Karada yaşayanları deri suda yaşayan solungaç solunumu yapar. Vücutları çevresinde kavkıları bulunur. Ahtapot, midye, salyangoz, mürekkep balığı bu gruba girer.
En fazla türe sahip olan hayvan grubudur. Vücutları çevresinde kitin yapılı dış iskelet bulunur. Karada yaşayanları trake ve suda yaşayanları solungaç solunumu yapar. Dört çeşit alt grupta incelenir.
Vücutları baş, göğüs ve karın kısımlarından oluşur. Yumurtayla çoğalırlar. Büyüme ve gelişmeleri sırasında başkalaşım geçirirler. Kelebek, Karınca, Arı, Çekirge, Karasinek gibi.
 Her vücut halkasından bir çift ayak çıkar. Kırkayak ve çıyan gibi.
Anten ve kanat taşımazlar. Akrep, bit, pire, kene, örümcek gibi.
Eklem bacaklıların suda yaşayan grubudur. Yengeç, istakoz, karides gibi.
Vücudu üzerinde dikensi sert çıkıntılar korunmayı sağlar. Tamamı sularda yaşar. Solungaçlarıyla solunum yaparlar. Denizyıldızı, denizkestanesi, denizhıyarı gibi canlılar bu gruba girer.
Vücutlarında kemik ve kıkırdaktan yapılmış iç iskeletleri bulunur. En gelişmiş canlı grubudur. Doku ve organ gelişimi en yüksek derecede bulunur. Vücutlarında özel görevler yapan sistemler bulunur. Hepsi eşeyli yollarla çoğalırlar. Böbrekleriyle boşaltım yaparlar. Omurgalılar beş ayrı grupta toplanırlar.
 
Balıklar
İki yaşamlılar
Sürüngenler
Kuşlar
Memeliler
Kalp     odacık sayısı           
    2  
     3
   3-4 arası
(yarım perdeli)
     4
      4
Vücut ısısı
değişken
değişken
değişken
sabit
sabit
Solunum organı
Solungaç
Suda
Karada
   Akciğer
Akciğer
Akciğer
Solungaç
Deri Akciğer Ağız
Döllenme
Dış (genelde)
 
    İç
    İç
   İç
Gelişme
Dış (genelde)
 
       Dış
 Dış       
 Dış
Azotlu boşaltım ürünü
Amonyak (NH3)
Suda
Karada
 Ürik asit
Ürik asit
Ürik asit
NH3
Üre
Olgun alyuvar
çekirdekli
çekirdekli
çekirdekli
çekirdekli
çekirdeksiz
Deride
Pul bulunur
Pul bulunmaz
Pul ve plaka bulunur
Tüy ve pul var
Kıllar bulunur

Balıklar:                                                     Kurbağalar:
-Kalpleri iki ğözlüdür.                                    –Başkalaşım gacirirler
-Soguk kanlı hayvanlardır.                             –Kalpleri üç odacıklıdır.
-Boşaltım artıkları Amonyaktır.                      (Larvada 2 odacık var)
-Dış döllenme ile çoğalırlar.                           –Soğuk kanlı canlılardır.
-Alyuvarları oval ve çekirdeklidir.                 –Dış döllenme ile çoğalma olur
-Derileri pulla kaplı.                                      –Alyuvarları oval ve çekirdeklidir
-Kıkırdaklı balıklarda iç döllenme ğörülür.   –Derilerinde mukus salgılayan
-Amnion örtüleri myoktur.                              bezler bulunur.
-Vücutlarında karışık kan dolaşır.                  –Pul(deride) bulunur.
 
Sürüngenler:                                              Kuşlar:       
-Kalpleri üç gözlüdür.                                    – Kalpleri dört gözlüdür.
(Timsahlarda 4 gözlüdür)                                -Alyuvarları oval ve
-Alyuvarları oval ve çekirdeklidir.                   Çekirdeklidir.
-Vüçüt Sıçaklığı değişkendir.                          –Vücut ısıları sabitdir.
-Soğuk kanlı canlılardır                                   -Derileri tüylerle kaplı
-Akçiğer ile solunumu yaparlar.                        Ve yağ bezleri bulunur
-Deride salgı bezi bulunmaz.                          –Artık maddeleri ürikasitdir
-Deri pullarla kaplıdır.
-Timsah,kertenkele,kablunbağa
 
Memelileri diğer canlılardan ayıran özellikler:
-Kalpleri 4 gözlüdür.
-Bütün memelilerde doğan yavrular süt ile beslenir.
-Ter ve yağ bezleri vardır.
-Vücutda kılların bulunması.
-Kulak kepçesi.
-Alyuvarın çekirdeksiz olması.
-Yavrularını dogurması.
-Yavrularını sütle beslemesi.
-Diafram kası bulundurma.
-Akçiğerlerin alveollü olması.

1. BALIKLAR
Tatlı ve tuzlu sularda yaşarlar. Solungaç solunumu yaparlar. Yüzgeçleriyle hareket ederler. Vücutları koruyucu olan pullarla kaplıdır. Kalpleri bir kulakçık ve bir karıncık olarak iki odacıklıdır. Kalpleri, vücuttaki kirli kanı toplayıp solungaçlara gönderir. Bu nedenle kalpte sadece kirli kan bulunur. Soğukkanlı canlılardır. Vücut sıcaklıkları suya bağlıdır. Kış uykusuna yatmazlar. Dış döllenme ve dış gelişmeyle yumurta üreterek çoğalırlar. Köpek balığı, Hamsi, Kefal, Alabalık, Palamut bu gruba girer.
Derileri ince ve nemli olan canlılardan oluşur.
Su kenarlarında yaşarlar. Yavruyken solungaç, erginken deri ve akciğer solunumu yaparlar.
Arka ayakları uzun olup perdelidir. Sıçramasını ve suda yüzmesini sağlar. Dilleri uzun ve yapışkanlıdır. Çoğunlukla böcekleri tutarak beslenirler. Kalpleri iki kulakçık ve bir karıncıktan oluşur. Vücuttan gelen kirli kan ile akciğerden gelen temiz kan karıncıkta karışır. Vücuda karışık kan gönderilir. Yeterli enerjiyi üretemediği için soğukkanlıdırlar. Dış döllenme ve dış gelişme şeklinde yumurtayla çoğalırlar. Büyümeleri sırasında larvaları başkalaşım geçirir ve erginleşir. Kuyruklu ve kuyruksuz kurbağa olarak adlandırılan türleri bulunur.
Gövdelerine oranla kol ve bacakları zayıf olduğu için karınları üzerinde sürünürler. Vücut çevresi pullarla kaplıdır. Akciğerleriyle solunum yaparlar.
Kalpleri üç odalı olup iki kulakçık ve bir karıncıktan oluşur. Karıncıkta bulunan yarım perde kirli ve temiz kanın karışmasını azda olsa engeller.
Vücutta karışık kan dolaşır ve soğukkanlı canlılardır. İç döllenme ve dış gelişme şeklinde yumurtayla çoğalır. 4 farklı alt grubu bulunur.
Bazı türleri uzun ve hareketli olan kuyruklarını düşmanlarından kaçmak için kopartabilirler. Kopan kuyruk zamanla rejenerasyonla onarılır.
Kol ve bacakları yoktur. Kıvrılarak hareket ederler.
Zehirli olanlar dişleriyle avlarını etkisiz hale getirirler. Hayvanları yutarak beslenirler. Büyümeleri sırasında derilerini değiştirirler.
Vücut çevresinde bağa denen sert ve kalın bir kabuk korunmasını sağlar.
Ekvatoral kuşakta yaşarlar. Kış uykusuna yatmazlar. Üst çenesini hareket ettiren tek omurgalı grubudur. Kalpleri dört odacıklıdır. Vücutlarında karışık kan dolaşır. Su kenarlarında yaşarlar.
Vücutları tüylerle kaplıdır. Tüyler uçmayı ve vücut sıcaklığının korunmasını sağlar. Akciğer solunumu yaparlar. Ağız uçları gaga şeklindedir. Ağızlarında diş bulunmaz. Dişin görevini sindirim kanalındaki taşlık organı yapar. Kalpleri dört odacıklı olup, sağ tarafta kirli, sol tarafta ise temiz kan bulunur.
Vücutta temiz kan ve kirli kan ayrı ayrı dolaşır.
Sıcakkanlı canlılardır. Oluşturdukları yavrularına bakarlar. İç döllenme ve dış gelişme şeklinde yumurta oluşturarak çoğalırlar. Beslenme ve yaşama şekline göre yırtıcı, tırmanıcı, ötücü, uçamayan, suda yüzebilen türleri bulunur.
Vücutları kıl ve ter bezleriyle kaplı olan canlı grubudur. En gelişmiş canlı grubu olup akciğer solunumunu yaparlar. Yeryüzünde ortam adaptasyonları (uyum yetenekleri) en yüksek olan canlılar olup hemen hemen her yerde bulunabilirler.
Kalpleri dört odacıklı olup kirli ve temiz kan karışmaz. Vücutlarında temiz kan dolaşır. Sıcakkanlı canlılardır. Kış uykusuna yatmazlar. İç döllenme ve iç gelişme şeklinde yavrularını belli bir hamilelik sürecinden sonra doğurarak çoğalırlar. Doğan yavrularını sütle besleyerek yetiştirirler. Yavruların bakım ve korunmasını sağlarlar.
            Memeliler 3 Grupta incelenir;
Yapı itibariyle kuşları andırır. İç döllenme, dış gelişme görülür. Yumurtadan çıkan yavrular tam gelişmemiştir.Anne sütüyle beslendikten sonra olgunlaşır.Yeryüzünde yaşayan 2 önemli formu kalmıştır. Bunlar; Platypus,Ornitorinous
İç döllenme iç gelişme görülür. Fakat yavru tam gelişmeden dünyaya gelir. Yavru kese içinde bulunan süt beziyle beslenerek olgunlaşır. Örneğin Kanguru,Keseli ayı,uçan sincap vs....
Yeryüzünde yaşayan memeli hayvanların %97'sini oluşturur. İç döllenme ,iç gelişme görülür. Yavru tam geliştikten sonra dünyaya gelir. Plesenta anne işe embriyo arasında madde alışverişi sağlayan bir bağdır. Bunlara örnek olarak kutup ayısı, tavşan
Besinlerini bitkisel kaynaklardan alırlar. Geviş getirenlerinin mideleri 4 odalıdır ve bağırsakları uzundur. Keçi, koyun, inek gibi.
Besinlerini hayvansal kaynaklardan alırlar. Ağız ve ayak yapıları yırtıcı özelliktedir. Aslan, kurt, çakal gibi.
 Besin kaynağı olarak et ve ot kullanabilen canlılardır. Ayı, fare, kedi, köpek gibi.
Bitkilerin kök, gövde ve tohumlarını kemirerek beslenirler. Tavşan, sincap, fare gibi.
Kollarını gövdeye bağlayan pelerin şeklindeki deriyle uçarlar. Yarasa gibi.
Kol ve bacakları yüzgeç şeklinde olup su ortamında hareket ederler. Balina, yunus, fok gibi.
 
   
  Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol